Stj. Dr. Ferhat Tayşun
‘‘Her sabah jandarma telefonuyla
erken saatte kalkıyorum. Komutanı, kırk iki pozitif kişiyle evde olduğumuza
ikna ettikten sonra sırasıyla il sağlık ve ilçe sağlık müdürlüğünden arayanlara
teker teker evdekilerin ne durumda olduğunu rapor ediyorm. Sağlıkçı olmayanların
bilmeyeceği ve de sağlıkçıların bile pek dikkate almadığı değerli bir görevimi
yerine getiriyorum: Farmakovijilans bildirimi. Bunlardan sonra bir doğal
kahvaltı, kahvaltıdan sonra dezenfekte işlemleri. Derken öğleyi geçmiş bir
saatte yaradana ibadet edip dua edecek vakit gelip çatıyor. O ara kimse ağır
hasta değilse ve aile hekimiyle konuşmuyorsam genelde iyi hissediyorum. Bir
hafif yürüyüş. Ardından dinleniyorum. Akşamları genelde öksürük krizi başlıyor.
Tat koku kaybı geçti. Baş ağrısı desen bence virüsten değil. Ciğer ağrısı desen
bence hastalıktan değil (yazar edebiyat yapıyor bu kısımda). Bu saçma ama
gerekli, tuhaf ama bilinçli, heyecanlı ama dramatik mücadeleyi veriyorsam bil
ki dünya malından değil. Hastaneler doluyken bunca pozitif kişiye umut olan
hipokrat yeminimden…’’
Ferhat Tayşun, Pandemi günlükleri 5. Gün
‘‘İnsan her gün bir parça müzik
dinlemeli, iyi bir şiir okumalı,güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç
mantıklı cümle söylemelidir. – Goethe-
Birbirimize bu kadar yakınken hiç
bu kadar uzak olmamıştık. Pandemi 6. Gününden selamlar. Goethe’ nin tavsiye
ettiği gibi: İnsan olmanın vasıflarını taşıyorum bugün.’’
Ferhat Tayşun, Pandemi günlükleri 6. Gün
Ferhat
Tayşun, küçükken sadece beyaz önlük üzerine steteskop taşıyıp annesini gururlandırmayı
hedefleyen 1999 Silopi doğumlu o sevimli çocuk…Şimdi doktor olmam için bir sene
gibi az bir zaman kalmasına rağmen yolun başındaymışçasına sevimli o çocuk ben
oluyorum. Hastalıkların insanları ayırma gücünü farkettikten sonra ‘ayrılmaya
alışmak’ ın yollarını aramaya kalktım. Küçük yaşta ailesinden uzak, Diyarbakır
Rekabet Kurumu Cumhuriyet Fen Lisesine 2013 yılında girdim. 2017 yılında Mersin
Üniversitesi tıp fakültesini kazandım. Her zaman tıp ile diğer bilimleri
buluşturmak adına farklı alanlarda gelişmek istedim. İngilizce öğrendikten
sonra yapay zeka ve radiomic alanında çalıştım. Gitar çalmayı öğrendikten sonra
müziğin tedavi gücüne yoğunlaştım. Ve hastalıkları öğrendikçe tedavi etmenin
kutsallığına inandım. Pandeminin başlangıcından beri sağlıkçının kıymetini
öğrendim. Gururunu derin bir şekilde yaşadığım ‘doktor club awards’ da finalist
olduğum projemde pandemide bir stajyer doktoru ele aldım. Bir öğrencinin beyaz
önlük giydikten sonra ve pratiğini hocasıyla beraber yaptığı her uygulamayı
vakit kaybetmeden ihtiyaç sahiplerine ulaştırması lazım. Ben de pandemide
sağlıkçı eksiği varken önce WHO ve T.C. Sağlık Bakanlığı’nın kılavuzlarını
dikkate alarak, yeri geldiğinde Enf. Hast. Anabilim Dalı değerli hocalarıma
danışarak, kırk iki kişilik bir ailenin hastalarının sorumluluğunu üstlenmek
zorunda kaldım. İçinde üçüncü evre metastatik kolon ca hastalarının, diyabet ve
astım hastalarının da olduğu hasta grubumdan alnımızın hakkıyla her ne kadar
zorlanıp ağlasak da başarıyla geçtik.. Daha sonra Silopi Devlet Hastanesinde
Gönüllü staj yaparak edindiğim naçizane tecrübeleri ve yardımlarımı başka
hastalarla paylaştım. Projeyi sunmamın amacı tıp öğrencilerinin önlük giydikten
itibaren yapacağı her uygulamalı stajın ne kadar değerli olduğunu göstermektir.
Bu gururu yaşamamı sağlayan ve her zaman
destekçi olan değerli aileme, hocalarıma ve diğer meslektaşlarıma müteşekkirim.
Karanlık hastane koridorlarının beyaz melekleri, iyi ki varsınız.