Prof.Dr. Mustafa Metin Donma
ÇOCUKLUK
ÇAĞI OBEZİTESİNDE YENİ NESİL KARDİYOVASKÜLER RİSK BELİRTEÇLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
(TNKÜ Tıp
Fakültesi Etik Kurul Onayı: 27.08.2020-2020.208.08.17)
(Bu araştırma
TNKÜ Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından
NKUBAP.02.TU.20.278 proje no ile desteklenmiştir.)
Günümüzde, obezitenin
kardiyovasküler sistem üzerine etkilerinin klinik bulgu vermeden çocukluktan
itibaren başladığının gösterilmesiyle, çocukluk çağı obezitesiyle ilişkili
kardiyovasküler değişikliklerin mekanizmasının aydınlatılması giderek daha da
önem kazanmıştır.
Araştırmamızda çocukluk
çağı obezitesi ile yeni nesil kardiyovasküler belirteçler olarak rol alan önde
gelen biyokimyasal parametreler ile olan olası ilişkilerinin değerlendirilmesi
ve tartışılması, çalışmamızın başlıca hedefini oluşturmuştur.
Dünyada ilk kez kardiyolojik açıdan tamamen sağlıklı kontrol, obez,
morbid obez ve metabolik sendromlu dört
ayrı grup çocuklarda, çalışma sırasında mevcut olmayan, ancak obezite nedeniyle
ilerleyen yıllarda ortaya çıkabilmesi olası kardiyolojik problemleri önceden
sağlıklı dönemlerinde saptayabilecek prediktif marker’ların belirlenmesi ve bu
şekilde sağlıklı dönemde iken, kardiyolojik problemlerin gerçekleşmesinden
önce, bize yol gösterebilecek öngörücü belirteçlerin belirlenmesi, çalışmanın
ana amacını oluşturmaktadır. Araştırmanın sonucunda da çok değerli iki
biyokimyasal belirteç tespit edilmiştir. Yapmış olduğumuz ayrıntılı ve geniş
kapsamlı literatür taramasında, bizim çalışmamız içeriğindeki başka bir
çalışmaya rastlanılamamıştır.
Proje çalışmasında, kardiyovasküler
hastalıkların obeziteyle ilişkili patolojik süreçlerine dahil olabileceği
düşünülebilecek çocukların serum
örneklerinden yüksek duyarlıklı kardiyak troponin T, kardiyak miyozin bağlayıcı
protein C, trimetilamin N oksit, çözünebilir
tümör nekroz faktörü benzeri zayıf apoptoz indükleyici, kromogranin A,
multimerin-2 düzeyleri bakıldı.
Normal vücut
kitle indeksi olan çocuklar obez, morbid obez ve metabolik sendromlu çocuklara
göre anlamlı düzeyde daha yüksek kromogranin A düzeyine sahipti (p<0.05). Metabolik sendromlu çocukların kardiyak miyozin bağlayıcı
protein C düzeyleri normal vücut kitle indeksli ve obez çocuklara göre anlamlı
düzeyde daha yüksekti (p<0.05).
Morbid obez ve
MetS’lu grupta kromogranin A ile diyastolik kan basıncı arasında negatif yönde
korelasyonlar gözlendi (MO grupta r= - 0.308; p<0.05 ve MetS’lu grupta r= - 0.346; p<0.05). Obez grupta kardiyak
miyozin bağlayıcı protein C ile diyastolik kan basıncı ile arasında pozitif
yönde korelasyon bulundu (r= 0.487;
p<0.001).
Morbid obez grupta kardiyak miyozin bağlayıcı protein C ile trigliserid arasında pozitif yönde
(r= 0.316; p<0.05) ve yüksek
dansiteli lipoprotein kolesterol arasında ise negatif yönde (r= - 0.369;
p<0.05) korelasyonlar tespit edildi.
Yaptığımız geniş çaplı literatür taramasında, şimdiye kadar
özellikle de çocukluk yaş grubu içinde, obezite ve geniş kapsamlı olarak ele
alınan kardiyovasküler belirteçler arasındaki olası ilişkileri araştıran bir
klinik çalışmaya rastlanılmamıştır. Araştırma projemizin dünya literatüründe
bir ilk olacağı ve sonuçları ile de dünya literatürüne önemli katkılarda
bulunacağı durumu söz konusudur.
Bu sonuçlar
kardiyak miyozin bağlayıcı protein C ve kromogranin A moleküllerinin yaşamın
erken dönemlerinde obeziteyle ilişkili kardiyovasküler hastalıkların
patogenezinde rol aldığı düşüncesini güçlendiren literatürdeki ilk çalışmadır.
Günümüze değin üzerinde
durulmamış ve özellikle de çocuk popülasyon üzerinde çalışılmamış bu konu,
araştırmamızda ayrıntılı bir şekilde incelenerek değerlendirilmiş olup, yaşamın
erken dönemlerinde elde edilen bu sonuçların ışığı altında, yine yaşamın erken dönemlerinde gerekli
önlemlerin alınması ile zihinsel ve bedensel yönlerden daha sağlıklı toplumların oluşturulmasına katkıda
bulunabileceğine dikkat çeken literatürdeki ilk ve tek çalışmadır.