Doç. Dr. Demet İnangil
Ben Doçent Doktor Demet İNANGİL. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Hemşirelik Fakültesi’nde akademisyen olarak görev yapmaktayım. Doktora tezimin konusu olan enjeksiyon ağrısının önlenmesi konusunu ileri araştırmalar ile farmakolojik ve nonfarmakolojik yöntemlerini denedim. Şimdi ise yürütücüsü olduğum projede mühendislik, tıp ve eczalık bilimlerinin bir araya geldiği ekiple nanoteknolojiden faydalandığımız yöntemle ağrısız enjektör iğnesi geliştirdik. Enjeksiyon gibi iğne gerektiren tıbbi uygulamaların dünyadaki en yaygın ve en büyük prosedürel ağrı kaynağı olduğu bildirilmektedir. Enjeksiyon sırasında hissedilen ağrı, tedaviyi reddetme ya da ağrıdan dolayı tedaviye uyumsuzluk gibi durumlara da yol açabilmektedir. Enjeksiyon sonrasında oluşan ağrı ise hastanın konforunu ve günlük yaşam aktivitelerini etkilemektedir. Bu önemli nedenlerden dolayı enjeksiyon ağrısının önlenmesinde enjektör iğnesinin yüzeyine lokal anestezik ilaç solüsyonu kaplamanın önemli bir etken olabileceği öngörülmüştür. Bu amaçla TÜSEB tarafından desteklenen bir proje (12118) ile enjektör yüzeyine lokal anestezik kaplama çalışması yapılmış ve ex-vivo araştırma ile Franz difüzyon hücre sistemi kurularak iğne yüzeyindeki prokain ilacının dokulara salındığı gözlenmiştir. Proje yönteminde sırasıyla; enjektörün Titanyum dioksit ile kaplanması, hidrofilik özelliğin artırılması için ultraviyole (UV) ışık altında bekletilmesi, doku salınımının izlenmesi için Franz difüzyon deneyinin yapılması aşamaları tamamlanmıştır. Enjektörün Titanyum dioksit ile kaplanması ile enjektör yüzeyinde nanoboşluk oluşturulma girişimi İstanbul Teknik Üniversitesi Nanoteknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (ITUnano) tarafından yapılmıştır. Daha Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesinde enjektör yüzeyinin hidrofilik özelliğin artırılması için ultraviyole (UV) ışık altında bekletilmiştir. Bu şekilde hazır olan enjektör iğneleri prokain solüsyonunun içine daldırılmış ve böylece tüm yüzey lokal anestezik ile kaplanmıştır. Bu aşamaya gelen enjektörler ex vivo araştırma modeli kullanılarak, Franz difüzyon hücre sistemi ile iğne yüzeyinde olan prokainin iğnenin dokuya girişi ile salınımı ölçülmüştür. Franz difüzyon hücre sistemi ile 37 santigrat derece sıcaklıkta 100 rpm'de 100 ml % 0.9 serum fizyolojik (phosphate buffered saline) içeren sıvı üzerinde epidermis katmanı konularak hazırlanmıştır. 37 santigrat derece sıcaklık ve % 0.9 serum fizyolojik içeriği ile vücut dokusuna ve sıvılarına biyofizyolojik benzerliğinin sağlanması amaçlanmıştır. Tüm enjektörler 30 saniye süresince %10’luk prokain solüsyonu içinde bekletildikten sonra Franz difüzyon sistemine alınmıştır. Sonuç olarak en optimal TiO2 kaplamanın 500°C sıcaklıkta tavlanan ve sonra UV ışık altında bekletilen ve Franz difüzyon içinde 45 saniye bekleyen enjektör iğnesinin en yüksek miktarda ilacı (0,54 mg) serbest bıraktığı saptanmıştır. Bu doğrultuda istenen hedefe ulaşmada enjektör iğnelerinin bu yöntem ile TiO2 kaplanarak dokulara lokal anestezi sağlanması ve enjeksiyon sırasında iğnenin oluşturduğu ağrının önlenmesi beklenmektedir. Yapılan tüm bu çalışmalardan elde edilen yöntemin ticarileştirilmesi çalışmalarına başlanmıştır.